TARHANA ÇORBASI
Bursa Araştırmaları Dergisi’ndeki tarhanayla ilgili bir yazı çok hoşuma gitti ilginizi çekeceğini düşündüğüm için sizinle paylaşmak istedim;
Yavuz Sultan Selim Çaldıran Savaşı'na giderken ordunun kamp kurup istirahat ettiği bir bölgede tebdil-i kıyafet kimseye haber vermeden geç saatte ordugahtan ayrılır. Bir köye girer ve gözüne kestirdiği bir evin kapısını çalar.
Hane sahibi kapıyı açınca karşısında tebdil-i kıyafet padişahla karşılaşır, tanrı misafirini evine buyur etmemek olur mu?
Sofrada sadece kara ekmek ve bir çorba kasesi vardır.Tanrı misafiri hemen sofraya oturtulur. Ancak hane halkı Yavuz'un davranışlarından şüphelenir. Ordugah da yakındadır. Padişah olduğunu anlarlar sofralarının fakirliğinden utanıp "af buyurun padişahım somun ve dar-hane çorbamızdan başka yiyeceğimiz yoktur" derler.
Çorbanın lezzeti padişahın çok hoşuna gitmiştir. İstanbul'a dönünce lezzetini unutamadığı bu çorbadan devamlı yaptırır. İşte bu fakir evin “Dar-Hane” çorbası zamanla “Darhana Çorbası” ve sonra olur “Tarhana Çorbası”.
Malzemeler:
5 yemek kaşığı tarhana
7 su bardağı su
1 tatlı kaşığı deniz tuzu
100 gr margarin veya tereyağı
Yapılışı:
İlk önce kaşığınızı tarhana kavanozunun içine daldırıp silkelemeden tencereye 5 yemek kaşığı tarhanayı koyun. Tencerede 2 su bardağı suyla karıştırarak çözün. Üzerine kalan suyu karıştırarak ilave edin. Ocağın altını yakın, orta ateşte karıştıra karıştıra kaynayana kadar pişirin. Yağını ve tuzunu koyun bir taşım daha karıştırarak kaynatın. Servise hazır…
Eğer üzerine kırmızı biberli yağ yapılacaksa çorbanın içine kattığınız yağ 100 gr’dan az kullanılır. Tarhana Çorbası bizim yöremizde üzerinde tereyağlı kırmızı toz biberle (arzuya göre acı veya tatlı) ve beyaz klasik peynirle servis yapılır. Servisinde ayrıca fırında kurutulmuş tost ekmekleri de kullanılır, tost ekmeği yerine evde kalmış bayat ekmeklerde değerlendirilebilir. Arzu edilirse çorbanızın üzerini süsleyecek ekmek küpleri tavada tereyağında çevrilip öyle de kullanılabilir.